9 Ekim 2012 Salı



Kimliğiyle ilgili iki ayrı tartışma var. Birincisi, 16 ve 17'nci yüzyılda yaşadı. Yeniçeri ocağından yetişen bir şair. 1578-1590 arasındaki Osmanlı-İran savaşlarına katıldı. Bir tür ordu şairidir. Diğeri ise Balkanlar'dan Orta Asya'ya kadar geniş bir alana yayılmış destansı ve türkülü halk öyküsündeki karaman Köroğlu. İkinci Köroğlu, Bolu Gerede çevresinde yaşadı. Asıl adı Ruşen. Devlete karşı ayaklandı. Sivas-Tokat yolu üzerindeki Çamlıbel'e yerleşip eşkıyalık yaptı. Ama adil bir eşkıya idi. Bir başka söylentiye göre de, Bolu Beyi'nin seyisi Yusuf'un oğlu Ruşen Ali asıl Köroğlu'dur. Bolu Beyi, babası Yusuf'un gözlerine mil çektirdi. Ruşen Ali, babasını sağaltmak için Aras Irmağı'na götürdü. Ama ilaç olacak köpükleri kendisi içip yiğitlik ve şairlik gücü kazandı. Çamlıbel'e yerleşip babasının intikamını almak üzere Bolu Beyi'ne savaş açtı. Köroğlu hikayesi, Azerbaycan, İran, Türkmenistan, Özbekistan, Kazakistan ve Balkanlar'da da bilinir. Yeniçeri aşığı Köroğlu'nin şiirleri dil ve anlatım bakımından öykü kahramanı Köroğlu adına söylenen şiirlerden çok farklıdır. Köroğlu ile ilgili ilk araştırmayı Pertev Naili Borotav yaptı. Cahit Öztelli'nin de Köroğlu-Dadaloğlu ve Kuloğlu adlı yayınlanmış bir araştırması var.
BENDEN SELAM OLSUN BOLU BEYİ'NE
Benden selam olsun Bolu Beyi'ne
Çıkıp şu dağlara yaslanmalıdır
Ok gıcırtısından kalkan sesinden
Dağlar seda verip seslenmelidir
Düşman geldi bölük bölük dizildi
Alnımıza kara yazı yazıldı
Tüfenk icad oldu mertlik bozuldu
Eğri kılıç kında paslanmalıdır
Köroğlu düşer mi hele şanından
Çogunu ayırır er meydanından
Kırat köpüğünden düşman kanından
Çevrem dolup şalvar ıslanmalıdır

BAĞDAT'A SEFER EDENLER

Bağdat'a sefer edenler
Hoylu'm nic'oldu gelmedi
Turna teline gidenler
Hoylu'm nic'oldu gelmedi
Bağdat'a sefer eyledim
Hoylu'm da kaldı gelmedi
Acem ile ceng eyledim
Hoylu'm da kaldı gelmedi
Düğünü bozup gidenler
Badeyi süzüp gidenler
Acem ile ceng edenler
Hoylu'm nic'oldu gelmedi
N'olsam koç Köğoğlu n'olsam
Hoylu'yu düşümde görsem
N'olaydı da ben de ölsem
Hoylu'm da kaldı gelmedi

HAN OĞLUM AYVAZ

Dinle sözlerimi han oğlum Ayvaz
Yükletin kervanı dengine bakın
Erlik meydanına girdiğin zaman
Kuşanın kılıcı gencine bakın
Düşmanın üstüne eyledim akın
Dönüşüm yok zamanım yakın
Fakir fukarayı incitmen sakın
Mal yemez tamahkar zengine bakın
Köroğlu her zaman kurdu meydanı
Ben bilirim yahşi ile yamanı
Aman dileyenden kesmen amanı
Dertli olanların derdine bakın

KARLI DAĞLARIN ARDINDAN

Karlı dağların ardından
Yel olup estiğin var mı
Tek başına bu çöllerde
Ordular bastığın var mı
Kargıyı ucundan salla
Düşman deme eyvallah
Her taraftan üç beş kelle
Terkiden astığın var mı
Köroğlu söyle şanından
Kuş uçurmaz divanından
Avuçla düşman kanından
Doldurup içtiğin var mı

YÜRÜN ASLANLARIM SAVAŞ EDELİM

Yürün aslanlarım savaş edelim
Buna kavga derler bey ne paşa ne
Haykırıp haykırıp kelle keselim
Seyreyleyin eli ayağı şaşana
Yürü beyler cenge harbi çalınır
İyi kötü bu meydanda bilinir
Kılıç değer adam iki bölünür
Nusret bizim beyler neci paşa ne
Gürzün kösteğini kola takmalı
Arap atı sağa sola yıkmalı
Kargılar mızraklar birden kalkmalı
Fırsat vermen Arap atlar kaçana
Köroğlu der durun edek cengimiz
Bundan belli olsun yiğit hangimiz
Üç saat sürmeli burda hengimiz
Tarih yazın şu dağlara nişane

MERT DAYANIR NAMERT KAÇAR

Mert dayanır namert kaçar
Meydan gümbür gümbürdenir
Şahlar şahı divan açar
Divan gümbür gümbürdenir
Yiğit kendini öğende
Oklar menzilin döğende
Sespe kalkana değende
Kalkan gümbür gümbürdenir
Ok atılır kalasından
Hak saklasın belasından
Köroğlu'nun narasindan
Her yan gümbür gümbürdenir

Köroğlu Destanının baş karakteridir. Köroğlu Destanının kökleri Ortaasya ve Kafkasya’dan Anadolu’olmuştur. Türk devletlerinde bilinir. Türkmenistan Devleti kurucusu Sapar Murat Türkmen başının yazdığı RUHNAME adlı kitabında Köroğlundan bahsedilmektedir.


Destandan bir parça;
Bir yiğit haykırıp meydana girse
Arka verip sığınacak yer gerek
Çamlıbel’de metin kal’a yapmaya
Kendi yiğit, özü metin er gerek

Yusuf der ki, oğlum Ali n’olanda
Zor düşmanı bölük bölük bölende
padişahın divanına varanda
Dil tutulur, dili tutar er gerek

Sıra Sıra koç yiğitler düzersin
Alayları bozuk bozuk bozarsın
Berhaneyi Çamlıbel’e çözersin
Burda sana barınacak yer gerek

Göğüs gerek, arka verek dağlara
Hizmet edek bahçelere bağlara
Şöhret vermek için nice illere
Burda sana devlet gerek, sur gerek

Eyvan gerek oturmaya yaz ile
Bir de sâki, mey doldura naz ile
Yiğitlerin kumandasın saz ile
Vermek İçin yakışacak dil gerek

Deli Yusuf, tamamladı öğüdü
Sena hazır et yirmi bir bin yiğidi
Gözlerim görmüyor, suçum ne idi!
Koyma kıyamete burda al gerek.

Destan, Köroğlu’nun babası Yusuf’un gözlerini kör eden Bolu Bey’inden öc almak için Bolu Beyi’ne savaş açan Köroğlu ve babasının mücadelesini anlatır. Tüfek icad edilince, Köroğlu yeni dünyaya ayak uyduramayacağını düşünerek sırra kadem basar.
"Tüfek icat oldu mertlik bozuldu" meşhur köroğlu sözüdür

0 yorum:

Yorum Gönder